20 Temmuz 2016 Çarşamba

Çocukluğumdaki gibiydi herşey değişen tek şey onun yokluğuydu

Çocukluğumun geçtiği topraklara gittim dokunduğum her bir noktada geçmişim canlandı. 
Evin girişindeki tahta kapı karşıladı beni tıpkı çocukluğumdaki gibiydi değişmemişti.

Başımı kaldırdığımda sanki göklere kadar uzandığını sandığım tahta parçaları o kadarda büyük değilmiş.Ama hala eskisi gibi heybetli ve hatıralarla dolu ....





Buğday başaklarından ütme yaptık afiyetle yedik. Ellerimiz kapkara oldu ama babaannem ve çocukluğumdaki arkadaşlarım yoktu.
Ellerimizin karasını oyun sayıp birbirimizin üzerine sürmek için koşturamadık gittik çeşmede yıkadık.



Kapıdaki tarih neyi, ifade ediyor hatırlayamadım dedeme sorsam da hatırlamazdı. Babaannem öldüğünden beri aklına düştükçe Fadimem Fadimem diye ağlayıp duruyor.
Ben böyle bir sevgi ne gördüüüüm nede duydum.
Gerçi öleli henüz iki ay kadar oldu belki zamanla acısı hafifler yada hafifleyene kadar o da göçüüüp gider.




Babaannemin mutfağının perdesi ne çok hayranlıkla bakardım o perdeye  


Duvarda asılı elek ......tahta kapının girişine yere minderi atar, alır eleği sürekli bir şeylerle meşgul olurdu babaannem. 

Duvardan eleği aldım yarma ayıkladım tıpkı bana onun öğrettiği gibi .....



Ve bahçeye inan tahta merdivenler ...... çocukluğumun en güzel yıllarını geçirdiğim evin tahta merdivenleri ....




Aslında yazılacak anlatılacak o kadar çok şey var ki duygu yoğunluğundan yazamıyorum sadece diyorum ki 


        Mekanın cennet olsun Elleri kınalı gül kokulu Fadimem